top of page

Büyükada Rum Yetimhanesi: Hikayesi ve Tarihi

Büyükada Rum Yetimhanesi Tarihi: Görkemli Bir Başlangıç

Büyükada Rum Yetimhanesi, sadece İstanbul’un değil, Avrupa’nın da en büyük ahşap yapılarından biri olarak kabul ediliyor. 1898 yılında ünlü Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen bina, ilk olarak otel olarak tasarlandı. "Prinkipo Palace" adıyla inşa edilen bu muazzam yapı, o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun en prestijli otellerinden biri olma hedefiyle yola çıktı. Ancak işler planlandığı gibi gitmedi.

Dönemin padişahı II. Abdülhamid, otelin işletme iznini vermeyince bina uzun süre kullanılmadan kaldı. Daha sonra yapı, 1903 yılında bir hayırsever tarafından İstanbul’daki Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne bağışlandı ve Büyükada Rum Yetimhanesi olarak yeni bir kimliğe büründü.

büyükada rum yetimhanesi hikayesi

Büyükada Rum Yetimhanesi Hikayesi: Yüzlerce Çocuğun Sessiz Tanığı

Büyükada Rum Yetimhanesi hikayesi, hem acı hem de umut dolu sayfalarla doludur. Yapı, 1903 yılından itibaren uzun yıllar boyunca binlerce Rum yetim çocuğa ev sahipliği yaptı. Yetimhane sadece barınma değil, eğitim, meslek edindirme ve kültürel gelişim gibi alanlarda da çocuklara destek sağladı. Bünyesinde bir okul, kütüphane, kilise, marangozhane ve oyun alanları bulunuyordu.

1950’li yıllarda yetimhanedeki çocuk sayısı 200’ün üzerine çıktı. O dönemin tanıklarının anlattığına göre, çocuklar burada oldukça disiplinli ama sevgi dolu bir ortamda büyüdüler. Ancak 1964 yılında Türkiye ile Yunanistan arasındaki siyasi gerilimler nedeniyle yetimhane kapatıldı. Bu tarihten sonra bina kaderine terk edildi.


Büyükada Rum Yetimhanesi Ne Amaçla Kullanıldı?

Başlangıçta bir otel olarak tasarlanan bina, 1903-1964 yılları arasında yetimhane olarak kullanıldı. Bu süreçte hem eğitim hem de dini eğitim alanında Rum yetim çocuklara hizmet verdi. Döneminin en kapsamlı sosyal yardım projelerinden biri olarak kabul edilen yetimhane, aynı zamanda İstanbul’daki Rum toplumunun da sosyal dayanışma merkezi haline geldi.

Yetimhanenin içinde marangozluk ve terzilik gibi mesleki eğitimler verilerek çocukların hayata tutunmaları sağlandı. Ayrıca çocuklar için tarım ve bahçecilik etkinlikleri de düzenleniyordu. Yapının geniş arazisi bu faaliyetlere elverişliydi.

büyükada rum yetimhanesi tarihi

Günümüzde Büyükada Rum Yetimhanesi: Restore Edilip Otel mi Olacak?

Büyükada Rum Yetimhanesi, yaklaşık 60 yıldır terkedilmiş halde, doğa ve zamanla baş başa kalmış durumda.

En dikkat çekici gelişmelerden biri ise yapının butik otel ve kültürel miras merkezi olarak yeniden değerlendirilecek olması.

Büyükada Rum Yetimhanesi'nin tarihi yeniden yazılıyor. Otel olarak kullanıma açılması, yapıyı dışarıdan görüp ihtişamına kapılanların o tarihi yaşamaları için bir fırsat sunuyor.

Büyükada Yetimhanesi'nin otel olması ile alakalı haberi okuyabilirsiniz.


Büyükada Yetimhane Hikayesi ve UNESCO Süreci

Yapı, yalnızca mimari büyüklüğüyle değil, tarihî ve kültürel mirasıyla da dikkat çekiyor. 2018 yılında, Büyükada Rum Yetimhanesi, Europa Nostra tarafından “Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras Alanı” listesine alındı. Aynı yıl, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınması için başvurular başladı. Amaç, bu eşsiz yapının korunması ve kültürel hafızaya kazandırılması.

Patrikhane’nin öncülüğünde, hem İstanbul hem de Avrupa’daki sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenen kampanyalar sayesinde yetimhanenin yeniden canlandırılması için uluslararası fonlar da oluşturulmaya başlandı. Bu çabalar, yapının sadece bir turizm merkezi değil, aynı zamanda bir kültürel ve tarihi hafıza mekânı haline gelmesini hedefliyor.

rum yetimhanesi

Büyükada Rum Yetimhanesi’ne Ziyaret: Günümüzde Ne Durumda?

Bugün Büyükada’ya gelen ziyaretçiler, Büyükada Rum Yetimhanesi’ni uzaktan görebilir ancak yapı, oldukça kötü durumda olduğu için ziyaretçilere açık değildir. Ahşap yapının bazı bölümleri yıkılmış, çatı büyük ölçüde çökmüş, duvarlar çatlamış durumda. Bu nedenle restorasyon süreci bir an önce başlamazsa, tamamen yıkılma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Ada turu yapan yerli ve yabancı turistler, bu devasa ve gizemli binayı genellikle uzaktan izliyor, rehberler eşliğinde hikayesini dinliyor. Ancak restore edilip halkın ziyaretine açılması halinde, yapı sadece bir mimari harika olarak değil, aynı zamanda Büyükada’nın kültürel değerlerinden biri olarak da hak ettiği yeri yeniden kazanabilir.


Sonuç: Büyükada Yetimhanesi'nin Geleceği

Büyükada Rum Yetimhanesi, sadece İstanbul’un değil, dünyanın da dikkatini çeken bir tarihi yapıdır. Taşıdığı mimari değer, dramatik geçmişi ve yeniden canlandırılma çabaları, bu yapıyı sıradan bir bina olmaktan çok öteye taşıyor. Yakın gelecekte otel olarak hizmet vermesi ya da bir kültür merkezi haline getirilmesi ihtimali, hem turizm hem de kültürel miras açısından önemli fırsatlar doğuracaktır.

Günümüzde, bu görkemli yapının yaşadığı çöküş süreci elbette üzücü. Ancak doğru adımlarla restore edilirse, Büyükada Rum Yetimhanesi hikayesi, bir kez daha umut dolu satırlarla yazılabilir.

Comments


bottom of page